
Meme Cerrahisi
Baştan şunu söylemek gerekir ki , meme kitleleri ve tedavileri oldukça geniş ve kapsamlı bir konudur. Çok geniş bir kitleyi ilgilendiren, bu kadar büyük bir konunun tam anlamı ile bir yazıda anlatılması mümkün değildir. Ancak burada yine soru cevap şeklinde, en azından en sık karşılaştığımız sorunlar ve cevapları ile bilgi vermeye çalışacağım..
En başda şunu söylemeliyim ki, memede ki her kitle kanser değildir. Bu sebeple, memede bir şişlik veya kitle ele geldiğinde hemen panik olmaya gerek yoktur. Önce doktorunuza gidip, bu kitlenin ne olduğunun tetkik edilmesi gerekir. Çünkü, ele gelen kitlelerin büyük kısmı iyi huylu hastalıklardan kaynaklanır. Ancak kesin netice ancak gerekli tetkiklerin yapılması ile söylenebilir.
-
Mememde elime bir serlik geliyor, ne yapmalıyım?
Panik yapmaya gerek yok. Hemen doktorunuza başvuruyorsunuz ve gerekli tetkikleri yaptırıyorsunuz. 40 yaş altı iseniz USG(ultrason) ile, 40 yaş üstü iseniz MMG(mamografi) ve gerekli olursa USG ile kitle değerlendirmesi yapılıur. MMG ve USG değerlendirmeleri sonucu kitlenin iyi huylu olduğuna karar verilir ise takip önerilir. Şüpheli durum var ise kitleden iğne biyopsi istenebilir ya da meme MR istenebilir.
Ailede meme kanseri hikayesi varsa veya kitle şüpheli ise, 40 yaş altındaki kitlelerde de MMG, MR ya da iğne biyopsi istenebilir.
Hiçbir tetkik, diğer tetkikin yerini tutmaz. Her tetkik gerekli bir algoritm içinde doktorunuz tarafından sizden istenebilir.
-
Tetkiklerden kısaca bahsedermisiniz?
USG
Memedeki her kitle için uygulanabilen, ucuz, non-invaziv, can yakıcı olmayan ve kitlenin benign, malign ayrımında oldukça değerli bilgiler verebilen bir tetkikdir. 40 yaş altı meme kitleleri sıklıkla iyi huyludur ve bu kitleler USG ile değerlendirilebilir. Ancak, kitle oluşturmayan memenin kötü huylu hastalıklarında yetersizdir. Bu yüzden MMG' nin yerinegeçmez!
MMG(mamografi):
Dijital mamografi meme hastalıklarının teşhisinde ve meme kanseri taramasında temel tanı yöntemidir. Dijital Mamografi Avantajları; daha düşük radyasyon, daha az ağrı, mükemmel görüntü kalitesi, kısa inceleme süresi, dijital arşivleme sağlamaktadır. 40 yaşından sonra her kadın yılda bir kez mamografi çektirmelidir. Daha genç yaşlarda tarama ise klinik muayene ile gerek görüldüğünde yapılabilir. Yüksek risk grubundaki genç kadınlarda aile ve yakın akrabalarda meme kanseri varsa mamografi ile tarama aile ve yakınının kanser tanısı aldığı 10 yıl öncesinde başlamalıdır. Ailevi risk taşıyanlarda 30 yaşından itibaren mamografi çekilmeli ve ek olarak ultrasonografi ve MR incelemede yapılmalıdır.
MR(manyetik rezonans)
Rutin kullanımı yoktur ancak bazı durumlarda kullanılabilir.Yüksek risk grubunda tarama amaçlı, biyopsi sonucu kanser tanısı almış hastalarda hastalığın yaygınlığını kontrol etmede, primeri bilinmeyen aksiller metastazların değerlendirmesinde, nüks saptaması durumunda, cerrahiden hemen sonra rezidü takibinde, kemoterapi yanıtı değerlendirmede ve implantların değerlendirilmesinde kullanılır.
Biyopsi:
Şüpheli kitlelerden, lokal anestezi ile ufak bir parçanın alınıp patolojide incelenmesidir. Bu işlem, görüntüsü şüpheli ama aslında iyi huylu olan kitleler sebebi ile gereksiz ameliyat olmaktan sizi kurtarabilir. Ayrıca kitlenin kesin olarak kötü huylu olduğunun ameliyat öncesi tespit edilmesi sayesinde ameliyatınız daha iyi planlanabilir ve memenizin tamamının alınmasına gerek bırakmayan MEME KORUYUCU CERRAHİ prosedürlerinin uygulanmasına olanak sağlayabilir.
Bu sebeplerden dolayı, istisnai durumlar dışında şüpheli kitlelerin ameliyatla çıkarılıp incelenmesi yerine önce biyopsi yapılması daha doğrudur.
-
Tetkikler sonucu en sık karşılaşılan hastalıklar nelerdir?
FKH(fibrokistik hastalık/değişiklik):
Memelerde dolgunluk, sertlik, kitle hissi ve ağrı olabilir. Koyu yeşil renkli akıntıya sebep olabilir.
Hastalık demek aslında çok doğru değildir. Daha çok, memenin bir çeşit yapısı denebilir. Memelerde sertlikler ve küçük çok sayıda kistik yapılar olabilir. Kadınların neredeyse yarısında görülür. Ağrı üst dış kadranda, yani koltuk altına yakın kısımda daha çoktur. Adet öncesi ve ortası dönemde ağrı daha çoktur. Adet sonrası genellikle rahatlama olur. Ancak adet sonrası şerlik ve ağrı devam ediyorsa doktorunuza görünmenizde fayda vardır. FKH, kanser riskini arttırmaz!. Kesin sebebi belli değildir.
Meme Kistleri:
Meme kisti demek, memede içi sıvı dolu kesecikler var demektir. Her 14 kadından birinde ve sıklıkla 40-49 yaş arasında görülür. Meme kitlelerin yüzde 25’ini oluştururlar. Kistlerin beşte biri 1 cm'den büyük ve yarısı da birden fazla olur. Süt emziren annelerde galaktosel denen içi sütle dolu kistler görülebilir. Basit kistlerin çoğu ilk yıl kaybolurken, yüzde 12’si ise 5 yıl sonra hala görülebilir. Basit kistler düzgün ince duvarlı, kompleks kistler ise içinde solid (katı) kısımlar içeren, bölmeli, sıvı içeriği yoğun görünümlü, duvarı düzgün olmayan kistlerdir. USG/MMG’deki ele gelmeyen basit kistler herhangi bir belirti vermiyorsa takip gerektirmezler. Adetlerle ilişkili olarak kistler büyüyüp küçülebilirler.. Ele gelen veya ağrılı kistlerdeki sıvı, enjektörle boşaltılabilir. Sıvı kanlı ise veya boşaltma sonrası birden fazla tekrar ederse, sıvı tahlil için patolojiye gönderilebilir. Bu işlem sonrası 3 aylık takipte kist tekrarlamıyorsa ve içeriği kanlı değilse, bu selim veya basit bir kist özelliği taşıyor demektir. Kist içeriği kanlı ise intrakistik kanserler görülebileceğinden örneklerin patolojiye gönderilmesi gerekir. Bu nedenle şüpheli durumlarda cerrahi olarak bu tür kistler çıkarılabilir. Benzer şekilde içinde solid (katı) yapılar olan kompleks kistlerde kanser görülme ihtimali olduğundan solid komponentten biyopsi ve aspirasyon sitolojisi yapmak gerekir.
Fibroadenom:
Fibroadenom, kadınlarda her yaşda, özellikle 40 yaş altındaki solid meme kitlelerinin en sık sebebi olan iyi huylu meme tümörüdür. Sıklıkla 20-40 yaş arası görülür. Kadınların %5-10'unda vardır. Bazen birden fazla da olabilir.
Muayenede, düzgün sınırlı, yuvarlak ve etraf dokuya yapışık olamdığından rahat hareket eden kitle olarak farkedilir.
Tanı, muayene ve tetkiklerdeki görünümü ile konabilir. Kesin tanı konduktan sonra belli peryodlarla doktor takibinde olması uygundur. Takip sebebi, fiboadenom kendisi kansere çevirmese bile , görünüş itibarı ile fibroadenoma benzeyen kanser türleri vardır ve bu kanserler büyüme paterni göserebilirler. Genelde hastayı riske atmamak adına, 2 cm den büyük ve komplex yapıdaki fibroadenomların alınması daha uygundur. Genellikle, küçük biz kesiden çıkarılıp, estetik olarak kesi kapatılır ve çıkarılan kitle muhakkak incelemeye patolojiye gönderilir.
Mastit:
Çoğunlukla emziren ya da emzirmeyi yeni kesmiş olan annelerde meme dokusunun iltihaplanması diyebiliriz. Emzirme sırasında meme başındaki çatlaklardan giren bazı bakterilerin oluşturduğu bir çeşit enfeksiyondur.Memede kızarıklık, şişlik, ağrı, ateş, kitle hissi, koltuk altı bezelerde şişme olabilir. Bu şikayetler olursa muhakka doktorunuza başvurun!. Antibiyotik tedavisi gerekebilir. Bunun dışında evde kolayca uygulayabileceğiniz bazı önlemlerde faydalı olabilir.; Meme ucunu lanolin ve zeytinyağı içeren içeren kremler ile nemlendirilmeli ve çilt tahrişleri önlenmelidir. Ağrıyı rahatlatmak ve drenajı desteklemek için memelere nemli sıcak kompres uygulayın. Meme enfeksiyonu sütün enfekte olmasına yol açmaz, dolayısıyla doktorunuzun da görüşünü almak kaydıyla bebek emzirmeye devam edilebilir. Enfeksiyonlu memenin boşalttığından emin olunmalıdır ve alternatif olarak göğüs süt pompası yardımıyla boşaltılmalıdır.
Meme Kanseri:
Memedeki süt bezleri ya da sütü meme başına taşıyan kanallardan kaynaklanana kanser türüdür. Sıklıkla 50 yaş üzeri görülmekle birlikte her yaşda görülebilir.
Kadın cinsiyet, ileri yaş, aile hikayesi, erken yaşda adet görme, geç menapoz, çocuk emzirmeme ya da kısa emzirme dönemi, radyasyon almış olmak, yağlı beslenme, genetik yatkınlık (BRCA1 ve BRCA2 genleri) gibi durumlarında meme kanseri riski artar.
Memede veya koltukaltında ele gelen kitle (sertlik, şişlik), Memebaşından akıntı (tek kanaldan kanlı veya şeffaf renkli), Memebaşında içe doğru çekilme, çökme veya şekil bozukluğu, Memebaşı derisinde değişiklikler (soyulma, kabuklanma), Meme cildinde yara veya kızarıklık, Meme cildinde ödem, şişlik ve içe doğru çekintiler olması (portakal kabuğu görünümü), Memede büyüme, şekil bozukluğu veya asimetri ya da renginde değişiklik (kızarıklık vs.) gibi bulgular meme kanserini işaret edebilir.
Erken evre meme kanserlerinde ilk tedavi seçeneği cerrahidir. Memedeki kitle etrafında hastalıksız doku kalacak şekilde çıkarılır. Koltuk altındaki şüpheli lenf bezleride temizlenir. Çıkarılan dokular patolojide incelenip sonraki tedavi planlaması yapılır. (radyoterapi, kemoterapi, yeni operasyon)
Meme tamamen alınıyor mu?
Eskiden meme kanseri tanısı konan tüm hastaların memesi tamamen koltuk altı lenf bezleri ile birlikte alınıyordu ancak artık erken dönemde yakalanan meme kanserlerinde memenin korunması sağlanabiliyor. Buna MEME KORUYUCU CERRAHİ deniyor. Uygun hastalara yapıldığında sonuçlar oldukça yüzgüldürücüdür. Detaylı bildi için arayabilirsiniz!.
Meme tamamen alınırsa ya da ameliyata bağlı şekil bozukluğu olursa neler yapılabilir?
Memenin kaybı, pek çok kadını psikolojik olarak olumsuz yönde etkiler. Meme onarımı ameliyatlarının sonucu; çoğu hasta için adeta hayata yeni bir başlangıç gibidir.. Bu hastaların aile ilişkileri ve cinsel yaşamları daha uyumlu hale gelir. Ayrıca hastaların ruhsal durumlarını da güçlendirerek hastalıkla daha iyi mücadele etmelerini sağlar.
MEME ONARIM AMELİYATLARI, kanser ameliyatı ile aynı anda yapılabilir. Ama bazı durumlarda sonraki bir seans da yapılması düşünülebilir. Detaylı bilgi için arayabilirsiniz!!
Sorunlarınızın çözümü için gelin konuşalım....